Yaşamını sağlık hakları mücadelesine ve Cumhuriyet Devrimlerine adayan gazetemizin çınarlarından Erdal Atabek, bir yıl önce bugün aramızdan ayrıldı.
94 yaşında yaşamını yitiren Atabek için proje önderi ve uzun süre başkanlığını yaptığı Koop-C tarafından bugün bir anma programı yapılacak. Saat 14.00’te Silivri Çantaköy’deki İlhan Selçuk Kırevi-Cumhuriyet Evleri’nde video gösterimi ile başlayacak etkinlik, mezar ziyareti ve sonrasında Atabek’in dostları tarafından kısa bir söyleşi ile tamamlanacak.
Atabek, 1930 yılında, Adapazarı’nda doğdu. Anne ve babası öğretmen olan Atabek’in çocukluğu Marmara Bölgesi ilçelerinde babasının başöğretmen olarak görev yaptığı okullarda geçti. Öğrenmeye okuldan önce evden başladı… Farkındalığıyla her zaman dikkat çeken Atabek, ilköğrenimini Gaziosmanpaşa Ortaokulu’nda tamamladı. Kabataş Erkek Lisesi’ni birincilikle bitirdi. 1954 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki eğitimini tamamlayıp doktor olarak meslek yaşamına başladı.
İLK YAZISI 1965’TE
İÜ Tıp Fakültesi, fizyoloji enstitüsü asistanlığı, iç hastalıkları uzmanlığı, psikosomatik hastalıklar uzmanlığı alanlarında hizmet veren Dr. Erdal Atabek’in ilk yazısı 1965 yılında Milliyet’te yayımlandı. Ardından 1966’dan itibaren Cumhuriyet gazetesinde düzenli yazılarına başladı.
Örgütsel mücadelenin öncü isimlerinden Atabek, Türk Tabipleri Birliği başkanlığı (1965), Beş Yıllık Kalkınma Planlarında Özel İhtisas Komisyonu başkan ve üyelikleri (1972- 1978), Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü (1975), Sosyal Güvenlik Bakanlığı ilk müsteşarlığı (1976), aile okulları kurucu, yönetici ve eğitmenliği (1980) gibi görevlerde bulundu.
SİRMEN’LE YARGILANDI
Sirmen’le yargılandı Atabek 1977’de Barış Derneği’nin kuruluşunda yer almıştı. 12 Eylül döneminde Barış Derneği davasından 38 ay cezaevinde kaldı. Atabek, söz konusu davada gece yarısı yapılan operasyonda gözaltına alınan 44 aydınla beraber, aralarında yakın zamanda yaşamını yitiren Ali Sirmen’le birlikte yargılandı ve 10 Mart 1986’da tahliye edildi. Dünya kamuoyu tarafından da izlenen ve “barışın yargılanması” olarak anılan dava ise 1991’de beraatle sonuçlandı.
SON ÇAĞRISI
Son çağrısı Almanya, İsveç, Danimarka, Hollanda gibi dış ülkelerde aile, gençlik, kültür konferansları da veren Atabek, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde iletişim eğitmenliği (1994) ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi sosyal psikoloji öğretim görevi (1996) pozisyonlarında da öğrencilerin gelişimine katkı sağladı. 2022 yılında da Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği’nin Aydınlanma Kültürüne katkıda bulunmuş Aydınlara verdiği “Aydınlanma onur ödülü”nün sahibi oldu. Atabek, son yıllarda ağırlıklı olarak “değişen toplumsal yapı ve değerler içinde aile, ergen ve genç etkileşimleri” alanına yöneltmekte ve bu değişimin geleceğimiz üzerindeki etkilerini araştırmaktaydı.
Atabek, Cumhuriyet gazetesinde “2000’li Yıllar” adlı köşesinde 29 Nisan 2024’te yayımlanan “Çalınan gelecek” başlıklı son yazısında “Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli”ne eleştirilerde bulunmuş ve “Ülke ayağa kalkmalıdır” ifadelerini kullanmıştı.
“ZULÜM BİR GÜN ZALİMİ DE YAKAR”
Bugünleri önceden gören Atabek, 1 Nisan 2024 tarihli “Kaderinizi Seçtiniz mi” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:
“BU HİKÂYE BÖYLE BİTMEYECEK
Yalanlar dolanlar, talanlar sonsuza kadar sürüp gitmez.
Gerçekler bir gün bunları yapanların eline ayağına dolanır.
Zulüm bir gün zalimi de yakar. Hırsızlar suçüstü yakalanır.
Yalancıların mumu söner. Talancıların elleri tutmaz olur.
Hapishane kapıları açılır, suçsuzlar serbest kalır.
O gün, işte o gün.
“Cumhuriyet bayramı” yeniden yaşanır.
Anayasa yeniden yürürlüğe girer.
Padişah yeniden tahtından indirilir.
“Milli irade” yeniden egemen olur.
Bayraklarımızı açar, altında toplanırız.
Atatürk yeniden aramıza gelir.
O gün, işte o gün.
Bayramımızı yaparız…”