Rusya’nın en doğusundaki Kamçatka Yarımadası açıklarında meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki güçlü deprem, Çarşamba günü Hawaii ve Pasifik genelinde 4 metrelik tsunami dalgalarına neden oldu ve tahliye emirlerine yol açtı.
ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu, depremin 19,3 kilometre derinlikte sığ bir deprem olduğunu ve 165 bin nüfuslu Petropavlovsk-Kamçatski kentinin 119 kilometre doğu-güneydoğusunda merkezlendiğini bildirdi.
ABD Tsunami Uyarı Sistemi de Pasifik’e yayılan “tehlikeli tsunami dalgaları” konusunda uyarıda bulundu.
Rusya’nın RIA haber ajansı, bölge valisine dayandırdığı haberinde, elektrik şebekesindeki hasar nedeniyle Sahalin bölgesinde elektriğin kesildiğini bildirdi. Rusya Bilimler Akademisi’ne göre ise bu depremin 1952’den bu yana bölgede meydana gelen en şiddetli deprem olduğu biliniyor.
Pasifik kıyılarında etkilerinin sürmesi beklenilen deprem tarihte kaydedilen en büyük ya da en etkili deprem olmaktan kısmen uzakta:
Tarihte kaydedilen en büyük 10 deprem
– Biobío, Şili (1960) / 9.5: Valdivia Depremi ya da Büyük Şili Depremi olarak bilinen bu deprem, bugüne kadar kaydedilen en güçlü depremdi. 1.655 kişinin hayatını kaybetmesine ve 2 milyon kişinin evsiz kalmasına yol açtı.
– Alaska, ABD (1964) / 9.2: Büyük Alaska Depremi, Prens William Sound Depremi veya İyi Cuma Depremi olarak da adlandırılan bu sarsıntı ve ardından gelen tsunami, 130 kişinin ölümüne neden oldu, 2,3 milyar dolarlık hasar bıraktı.
– Sumatra, Endonezya (2004) / 9.1: Sumatra-Andaman Adaları Depremi dev tsunamilere sebep oldu; 280.000’den fazla insan yaşamını yitirdi, Güney Asya ve Doğu Afrika’da 1.1 milyon kişi yurtlarından edildi.
– Japonya, Tōhoku (2011) / 9.1: Büyük Tōhoku Depremi olarak anılan bu olay ve ardından gelen tsunami, 15.000’den fazla insanın canına mal oldu, 130.000 kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.
– Kamçatka Krayı, Rusya (1952) / 9.0: Dünyada kaydedilen ilk 9 büyüklüğündeki depremdi. Hawaii’ye ulaşan büyük bir tsunami üretti ve 1 milyon doları aşan zarara yol açtı.
– Biobío, Şili (2010) / 8.8: Quirihue şehri açıklarında meydana gelen bu şiddetli sarsıntı, 523 kişinin ölümüyle sonuçlandı ve 370.000’den fazla ev kullanılamaz hale geldi.
– Esmeraldas, Ekvador (1906) / 8.8: Ekvador-Kolombiya Depremi olarak da bilinen bu deprem, 1.500 kişinin yaşamını yitirmesine yol açtı, San Francisco’ya kadar ulaşan yıkıcı bir tsunami doğurdu.
– Alaska, ABD (1965) / 8.7: Alaska’nın Aleut Adaları’ndaki Rat Adaları yakınlarında gerçekleşen bu deprem, 10,6 metreye varan dev bir tsunami oluşturdu.
– Arunachal Pradesh, Hindistan (1950) / 8.6: Assam-Tibet Depremi olarak tanınan bu büyük sarsıntı, bölge genelinde yer çatlaklarına, kum püskürmelerine ve dev heyelanlara sebep oldu. 780 kişi yaşamını yitirdi.
– Sumatra, Endonezya (2012) / 8.6: Kuzey Sumatra açıklarında kaydedilen bu deprem şiddetli sarsıntılar yarattı; ancak ölümler az sayıda olup çoğu kalp krizi kaynaklıydı.
Depremin ekonomik etkileri
2023 yılında derlenen verilere göre dünyada son 50 yılda yaşanan büyük depremler, toplamda yaklaşık 1 trilyon dolarlık ekonomik hasara neden oldu.
Tohoku depremi, Sigorta Bilgi Enstitüsü’ne göre 360 milyar dolarla dünyanın en büyük mal kaybına yol açarken, sigortalı kayıplar açısından da 47 milyar dolarla dünya tarihinin en pahalı depremi oldu.
ABD, en maliyetli depremlerinden biri olan Northridge’i 17 Ocak 1994’te, Kaliforniya’nın Los Angeles şehrini sallayan 6,7 büyüklüğündeki bir depremle yaşadı. Depremde ekonomik zararın 50 milyar dolar olduğu hesaplandı. Bu deprem aynı zamanda sigortalı kayıplar açısından -31 milyar dolarla- dünya tarihinin en büyük ikinci depremiydi.
Şili’de 27 Şubat 2010’da meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki depremin ise 8,2 milyar dolarlık kısmı sigorta kapsamındaydı ve deprem, yine sigorta sektörü için en maliyetli depremler arasında yer aldı.
Bir ülkede nüfusun sadece yüzde 1’inin yüzde 10 veya daha şiddetli bir sarsıntıya maruz kalması, sekiz yıl sonra kişi başına düşen milli geliri yaklaşık yüzde 2 düşürüyor. Ortalama bir deprem maruziyeti bile milli gelirde yüzde 1,6’lık bir kayba yol açarken; şiddetin yüksek olduğu durumlarda bu kayıp yüzde 3,8’e, en ağır senaryolarda ise tam yüzde 10,2’ye kadar çıkıyor. Uzmanlar, bu sonuçların dünya genelinde ülkelerin karşı karşıya olduğu ekonomik yıkımın ortalama seviyesini yansıttığını vurguluyor.
Eğer depremler son kırk yılda düşük ve alt-orta gelirli ülkeleri etkilememiş olsaydı, bu ülkelerde kişi başına düşen milli gelir 2015’te ortalama yüzde 2,4 daha yüksek olacaktı. Üstelik düzenli olarak depreme maruz kalan ülkeler dikkate alındığında bu fark yüzde 7,7’ye çıkıyor. Bazı ülkelerde ise aradaki uçurum yüzde 30’un bile üzerine çıkıyor.
Deprem yaşanan ülkelerde kişi başına milli gelir, depremden sonraki yıl benzer ama deprem yaşamamış ekonomilere kıyasla ortalama 0,2 puan daha düşük oluyor. Yatırımların milli gelire oranı deprem sonrası yaklaşık 2 puan artarak yüzde 20’den yüzde 22’ye yükseliyor ve bu artış zaman içinde kalıcı hale geliyor. Ancak, depremden beş yıl sonra bu ülkelerin ihracatı, bu ülkelerle benzer seviyede olan ama deprem yaşamamış ülkelerden ortalama yüzde 16 daha düşük seviyede kalıyor.
Şili’de 27 Şubat 2010’da meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki depremin ise 8,2 milyar dolarlık kısmı sigorta kapsamındaydı ve deprem, yine sigorta sektörü için en maliyetli depremler arasında yer aldı.