Osmanlı’da lodostan esen rüzgarın ardından İstanbul kıyılarına vuran çer çöp arasında değerli eşya avına çıkanlar vardı.
“Lodosçuluk” bilinen bir tabirdi. Hatta bazılarına göre geçmişi Bizans dönemine kadar uzanıyordu.
BBC Türkçe’ye konuşan deniz tarihçisi Ali Rıza İşipek “İnsanlar lodos olduğunda kıyıya gider, bellerine, dizlerine kadar denize girer ve ellerindeki elek, kürek gibi aletlerle kıyıya vuranlar arasında değerli bir şey var mı diye bakarlarmış” diyor.
İstanbul genelinde 200-300 kişilik bir gruptan bahsedildiği, hepsinin kendi bölgeleri olduğunu söylüyor:
“Kimse birbirinin alanına ya da mahallesine girmiyor. Bazı ailelerde hatta babadan oğula geçen bir meslek haline gelmiş durumda. İşsizlerin para kazanmak için buldukları bir iş kısacası bu.”
Artık lodosçular yok ama lodostan esen rüzgar hâlâ İstanbul’da hayatın her alanını etkiliyor.

Lodos, aslında “güneybatı” demek. BBC Türkçe’ye konuşan uzmanlar doğru kullanımın “lodostan esen rüzgar” şeklinde olduğuna dikkat çekiyor.
İstanbul’da önümüzdeki günlerde yine lodostan esen rüzgar bekleniyor.
BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Habertürk TV Meteoroloji Mühendisi Hüseyin Öztel, “Şu anda lodostan esiyor rüzgar İstanbul’da. Cuma günü biraz kuvvetlenecek ama şiddetli bir fırtına haline dönüşmesini beklemiyoruz” diyor.
Öztel Marmara Denizi’ndeki bazı seferlerin iptal olabileceğini söylüyor ve hava aksaklıkları ihtimallerine karşı uyarıyor.
Peki lodostan esen rüzgarlar nasıl oluyor da günlük hayatı böylesine etkiliyor?
‘LODOS GÖZÜ YAŞLIDIR’
Lodos yönünden, yani güneybatıdan esen rüzgarlar, Orta Akdeniz üzerinden alçak basınçla birlikte geliyor ve sıcak hava taşıyor.
Özellikle Türkiye’nin Batı kıyılarını etkiliyor.
Öztel, Malta, İtalya ve Yunanistan’ın güneyinden esen bu rüzgarın Cezayir, Libya gibi ülkelerin üzerinden geldiğini, çarptığı ilk yerin Akdeniz, Ege, Marmara gibi Türkiye’nin Batı kıyıları olduğunu söylüyor.
Lodosun bir diğer özelliği de arkasından yağmur getirmesi. Eskiden gelen “Lodosun gözü yaşlıdır” deyimi de bu yüzden…
BBC Türkçe’ye konuşan meteoroloji mühendisi ve Haber Global Meteoroloji Editörü Bünyamin Sürmeli “Lodosla beraber denizden nem gelir, hava ısınır, sonra arkasından kuzeyli rüzgar havayı soğutur, o nem yere yağmur olarak iner” diyor.
RÖTARLAR, BACA ZEHİRLENMELERİ
Lodostan esen rüzgar büyük dalgalar ve şiddetli esintisiyle tanınıyor.
Bünyamin Sürmeli “Normalde bir rüzgarın etkisini belirleyen sadece rüzgarın kuvveti değil, nereden geldiğidir” diyor.
Denizin sürtünme etkisi karaya göre daha az olduğu için Akdeniz üzerinden gelen rüzgar kıyıya çok daha kuvvetli vuruyor.
Lodostan esen şiddetli rüzgar deniz taşımacılığında aksaklıklara neden olabiliyor.
Meteoroloji mühendisi Adil Tek, saatte 62 kilometrenin üzerine çıkan rüzgarların fırtına olarak adlandırıldığını, bunun dalgaları beraberinde getirdiğini hatırlatıyor.
Tek “Dalga yüksekliğinin artaması deniz ulaşımını etkiler. Dalgayla beraber ayrıca geminin bordasına aldığı kuvvetli rüzgar da gemiler için önemli riskler oluşturur” diyor.
Lodostan esen rüzgar, hava taşımacılığında da rötarlara ya da iptallere sebebiyet verebiliyor.
Bünyamin Sürmeli, lodostan gelen rüzgarın kuvvetli estiği zamanlarda özellikle tek pistli havaalanlarında bu durumun yaşanabileceğini söylüyor:
“Eğer tek bir pistiniz varsa, rüzgarı uçağa yandan vuracağı şekilde bir açıyla alıyorsanız, o uçağı kaldıramıyorsunuz. O nedenle artık pistlerin sayılarını artırıyorlar. Yönleri değişik değişik oluyor.”
Sürmeli bu durumun poyraz için de geçerli olduğunu hatırlatıyor.Lodostan esen rüzgarın etkilerinden bir tanesi de baca gazı zehirlenmeleri.
Hüseyin Öztel bu durumu lodosun sıcak bir rüzgar olmasıyla açıklıyor:
“Baca nasıl dumanı tahliye ediyor? Sıcak olduğu için duman yükselmek istiyor ve bacadan yukarıya doğru gökyüzüne saçılıyor.
“Lodoslu geceler sıcak geçtiği için bacaların üzerindeki atmosferin o ince katmanı da sıcak oluyor. Yeteri kadar dağılamama sonucu baca gazı zehirlenmeleri yaşanabiliyor.”
HAVA NEDEN SARI OLUYOR?
Uzmanlar lodostan esen rüzgarların toz, toprak, kum taşıyabildiğine de işaret ediyor.
Bu nedenle alerji, astım ve diğer solunum yolu hastalıkları olanlar kötü etkilenebiliyor.
Sürmeli, “Bazen [Afrika’da] kum fırtınalarının olduğu zamanlarda, orada zaten havalanmış bir havanın üzerine eklenen lodos geldiğinde bizde hava sapsarı olur. Bunu solumak tabii ki iyi bir şey değil” diyor.
Uzmanlar solunum yolu hastalıkları olanlara lodostan esen rüzgarlar olduğunda mümkünse evde kalmalarını, dışarı çıkarken maske kullanmalarını ve ilaçlarını düzenli almalarını öneriyor.
Öte yandan lodos rüzgar havayı da temizliyor.
Sürmeli bu durumu şöyle açıklıyor:
“Afrika üzerinde bir kum fırtınası varsa, lodos bize o tozu toprağı taşır. Arkasından yağmur geldiğinde, çamurlu yağmur görürüz biz.
“Çamur yağmurları kötü yağmurlar değildir, toprak için faydalıdır aslında, soluduğumuz sağlıksız, kötü havanın temizlendiğini bize anlatır. Havadaki tozu toprağı alıp yere indirir, hava temizlenir, çevre kirlenir.”
LODOSTA NEDEN BAŞIMIZ AĞRIYOR?
Lodos denince akla ilk gelenlerden biri de baş ağrısı.
Lodostan rüzgar estiğinde başın yanı sıra eklem ve diz ağrılarının arttığını söyleyenler var.
Havanın çok basık ve bunaltıcı olduğu yönünde şikayetler de az değil.
Nöroloji uzmanı Prof. Nebil Yıldız, meteorolojik, mevsimsel ve iklimsel değişikliklerin insan üzerinde etkisinin tıpta iki terimle ifade edildiğini anlatıyor.
Meteoropati, bu etkenlerin kas ağrıları, eklem ağrıları, tansiyon yükseklikleri, mide-bağırsak problemleri gibi fiziksel etkilerini tanımlıyor.
Meteorosensitivite ise ruhsal değişikleri tarif ediyor. Örneğin basık, kapalı havalarda, kendini kötü hissetme, yorgun hissetme, isteksiz, bıkkın, enerjisiz hissetme.
İnsan sağlığını etkileyen hava değişimlerinde rüzgar önemli bir yer tutuyor.
Prof. Yıdız rüzgarın getirdiği bazı elektromanyetik dalgalar ya da düşük basıncın bunda rol oynayabildiğini söylüyor.
Meteoroloji mühendisi Bünyamin Sürmeli basıncın etkisini şöyle anlatıyor:
“Bizim vücudumuzun içindeki basınçla, dışarıdaki atmosferin basıncı aynı. Öyle olmasaydı balon gibi şişerdik ya da büzüşürdük. Uçaklarda mesela yukarı çıkıldıkça basınç düşer ama kabin içi basıncı ayarlanır ya, onun gibi.
“Standart bir atmosfer basıncı var ve onda meydana gelen hızlı değişimler, bizim vücudumuzun, kılcallarımızın, damarlarımızın, eklemlerimizin arasındaki o yerlerin dışarı doğru tepki vermesine yol açıyor.
“Lodos zamanı basın düştüğü için, bizim vücudumuz da o hızlı düşen basınca tepki verdiği için ağrı yapar.”
LODOSTA AĞRILARIN ÖNÜNE NASIL GEÇİLEBİLİR?
Prof. Yıldız, rüzgar, fırtına, yağmur veya havanın çok basık ya da çok güneşli olması gibi durumlarda beynimizin hipotalamus bölgesinin etkilendiğini söylüyor.
Hipotalamus, metabolik, immünolojik, endokrin ve vasküler sistemleri; açlığımızı ve tokluğumuzu; elektronik dengemizi kontrol ediyor ve dengede tutuyor.
Hipotalamustaki değişiklikler endorfin sistemine de etki ediyor.
Prof. Yıldız, “Endorfinin düşmesi ağrı eşiğini düşürüyor. Ağrıların daha kolay oluşabileceği duruma gelebiliyoruz” diyor.
Peki bu sağlık sorunlarıyla daha iyi nasıl baş edilebilir?
Kendisinin de bir migren hastası olduğunu söyleyen Prof. Yıldız, düzenli spor yapmaya başladıktan sonra lodostan esen rüzgar kaynaklı baş ağrılarının azaldığını söylüyor.
Egzersizin yanı sıra iyi beslenme, düzenli uyku ve bol sıvı tüketilmesini öneriyor ve ekliyor:
“Kapalı havalarda, ruhsal durumumuz baskılanacak ve bunun sistemlerimizin çalışmasına olumsuz katkıları olacak. O zaman kapalı havalarda olumsuzu olumluya çevirecek, kendimizi mutlu edecek bir takım başka aktivitelerle onun içinden çıkmamız lazım.”
