Ankara Ticaret Odası (ATO) Ankara ürünlerine coğrafi işaret alma çalışmaları kapsamında şuana kadar ‘Ankara simidi’, ‘Ankara döneri’, ‘Ankara tavası’ ve ‘Ankara erkeç pastırması’nı coğrafi işaret tescilledi. ‘Ankara tiftiği’, ‘Ankara balı’ ve ‘Çamlıdere höşmerim tatlısı’nın ardından ATO, ‘Ankara andezit taşı’ için de tescil başvurusunda bulundu.
Açıklamada görüşlerine yer verilen ATO Başkanı Gürsel Baran, Ankara taşının Türkiye’de ilk kez Gölbaşı ilçesinde keşfedildiğini belirterek, taşın aşınmaya karşı dayanıklılığı, don ve ısı farklılıklarından etkilenmemesi, bakım gerektirmeyen yapısı nedeniyle binaların temel ve duvarlarında, zemin döşemelerinde, kent mobilyalarında kullanıldığını bildirdi. Taşın, işlenmesinin kolay ve ekonomik olması nedeniyle yaygın şekilde kullanıldığına dikkat çeken Baran, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin yanı sıra Anıtkabir, Ankara Kalesi, Ankara Garı, Hacı Bayram Veli Camisi gibi önemli tarihi yapılarda da yer aldığını ifade etti.
“Tescillendiğinde ekonomiye önemli katkı sağlayacak”
Taşın bir Ankara markası olarak TÜRKPATENT’ten tescil almasının yatırım ve iş birlikleri oluşturma açısından önem taşıdığını vurgulayan Baran, “Ankara taşımız tescil almasıyla daha da kıymet kazanacak, şehir sınırlarını aşıp Türkiye ekonomisi için önemli katkı sağlayacak.” ifadelerini kullandı.
Baran, taşın sektördeki kullanımı için bu alanda yetişmiş elemana ihtiyaç duyulduğu bilgisini vererek, şunları kaydetti: “Kendine has özellikler taşıyan Ankara andezit taşının işlenmesi de özel çalışma gerektiriyor. Bu alanda eğitimli gençlerimizin yetişmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ile diyaloğa geçerek mesleki ve teknik liseler ile mesleki eğitim merkezlerine doğal taş işletmeciliği derslerinin eklenmesine ilişkin taleplerimizi ilettik. Bu sayede hem ürünümüzün katma değerini artırıp hem de bu alanda istihdam sağlamayı hedefliyoruz.”
“AB’den tescil almamız faydamıza”
Taş için TÜRKPATENT’teki coğrafi işaret tescil çalışmalarının tamamlanmasının ardından Avrupa Birliği’nden (AB) tescil girişimlerine odaklanacaklarını belirten Baran, “Tamamen yerli ve milli olan taşın ihracat yaptığımız Çin, ABD, İspanya, Belçika, Bulgaristan gibi ülkelerle sınırlı kalmayıp, tüm dünya pazarına ulaşması açısından AB’den tescil almamız faydalı olacak.” değerlendirmesinde bulundu.