Üniversiteye hazırlık sürecinde öğrencilerin tercih ettiği kursların, son yıllarda artan fiyatları velilerin belini büktü. 2021’de 15-30 bin lira aralığında olan TYT-AYT hazırlık kursları, 2025 itibarıyla 100 bin lirayı aşan rakamlara ulaştı. Son dört yılda ücretlerindeki artış dikkat çekti:
* 2021: 15-30 bin TL
* 2022: 25-45 bin TL (yaklaşık yüzde 50 artış)
* 2023: 40-70 bin TL (yaklaşık yüzde 60 artış)
* 2024: 60-100 bin TL (yaklaşık yüzde 50 artış)
* 2025: 100-200 bin TL (yaklaşık yüzde 75 artış)
200 BİN LİRAYI BULUYOR
Veliler, bu tablo karşısında eğitimde fırsat eşitliğinin giderek ortadan kalktığını ifade etti. Gelirlerinin aynı kaldığını, yaşam giderlerinin ise katlandığını belirten aileler, artan maliyetler karşısında çocuklarının eğitim masraflarını karşılamakta zorlandıklarını dile getirdi. Özellikle merkezi semtlerdeki butik kurslarda 200 bin lirayı bulan rakamlar, veliler üzerinde büyük bir ekonomik baskı oluşturuyor. Veliler, devletin ücretsiz destek programlarını artırmasını ve hazırlık kurslarının fiyatlarının kontrol altına alınmasını istiyor.
‘EŞİTSİZLİK YARATIYOR’
Veli-Der Genel Başkanı Ömer Yılmaz konuya ilişkin Cumhuriyet’e açıklamalarda bulundu. Öğrencilerin ilave kurslara ihtiyaç duyma nedenlerinden birinin eğitim sisteminin sınav merkezli olmasından kaynaklandığını belirten Yılmaz, “Bu da eşitsizliği artırıyor bir yandan. Her ne kadar sınava hazırlamış gibi görünse de bu parayı veremeyen, bu ihtiyacını karşılayamayan çocuklarla bu dershanelere gidip bu dersi gören çocuklar arasında derin bir eşitsizlik yaratıyor” diye konuştu.
‘SUİSTİMALİ DE BERABERİNDE GETİRİYOR’
İşletmelerin kurs ücretlendirmelerine ilişkin de konuşan Yılmaz, “Bunun asıl meselesi sınav merkezli bir eğitim sistemi olmasından kaynaklı. Dolayısıyla eğitimi parasallaştırıp paralı eğitime faaliyet yönetimidir. Bu sebeple her öğrenci bu imkandan eşit bir şekilde yararlanamıyor. Diğer taraftan tabi bu para meselesi çeşitli işletmelerde suistimali de beraberinde getiriyor. Bununla ilgili herhangi bir kriter yok. Herkes kendi gerçekliği üzerinden ve kendi talepleri üzerinden bir miktar, bir oran belirliyor. Dolayısıyla dershanelerin fiyat artışı da hiçbir kurala bağlı kalmaksızın bir fiyat artışı gerçekleştirdiği için kimisi enflasyona endeksli yapıyor kimisi enflasyonun kat ve kat fazlası ücret artışlarıyla bunu talep edebiliyorlar. Hepsi maksimum ne kadar para elde edebilecekse o denli gerekçelerini artırıyorlar”dedi.
‘DEVLET DESTEKLİ İMKAN SAĞLANMALI’
Velilerin ücretleri karşılayabilme durumunun çok güç olduğunu belirten Yılmaz, “Velilerin çoğu ya kredi çekiyor,bir yerden borç buluyor veya bir şeylerini satmak durumunda kalıyor. Artık böyle, buradaki ihtiyacı karşılamak çok zor. Özellikle asgari ücret yoksulluk sınırı ve yoksulluk sınırı altında maaş alan insanların 300 bin, 500 bin liralar hatta 1 milyon liraya çıkan dershanelerle ihtiyaçlarını karşılamalarının imkanı yok. Eşitsizlik zaten burada çıkıyor. Eğitim nitelikli olmadığı için veliler dershaneye verilmezse çocuk sınavı kazanamaz korkusu yaşıyor. Bir an önce okulların bu çocukların ihtiyaçlarının karşılanıp eğitimde eşitliğin sağlanması gerekiyor. Bu çocukları devlet destekli bir imkan yaratılabilir. Okulda verilen kurslar artırılıp nitelikli bir hale getirilebilir. Dershane ücretleri konusunda desteklenebilir. Ama uzun vadede bu sistem sınav merkezli olmaktan çıkmalı. Daha çok çocuğun gelişimine odaklı bir sistem ortaya koyulmalı” ifadelerini kullandı.