En büyük kaybın İzmir’de meydana geldiğini belirten TAB Başkanı Ziya Şahin, yalnızca Menemen, Seferihisar, Çiğli, Bayraklı ve Ödemiş ilçelerinde 893 kovanın yandığını söyledi. Balıkesir’de ise yaklaşık 200 arılı kovanın zarar gördüğünü bildiren Şahin, ayrıca Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde 104, Edirne’de ise 11 kovanın yok olduğunu açıkladı.
Şahin, yangınların yalnızca kovanlara değil, arıcılık için hayati öneme sahip bitki örtüsüne de büyük zarar verdiğini belirtti. Yangınlar nedeniyle, arıların ana besin kaynağı olan nektar ve polen sağlayan çiçekli bitkilerin büyük ölçüde tahrip olduğunu vurgulayan Şahin, bunun arıların beslenmesini ve bal üretimini doğrudan etkilediğini söyledi.
Özellikle çam balı üretiminin yoğun olarak yapıldığı bölgelerde, çam ağaçlarıyla simbiyotik yaşayan basra böceği ekosisteminin yangınlarla birlikte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını ifade eden Şahin, bu durumun bal üretiminde ciddi düşüşlere yol açtığını kaydetti. Yangın sırasında bölgede bulunan kovanların doğrudan alev, duman ve ısıya maruz kaldığını belirten Şahin, bu nedenle pek çok kolonide kayıplar yaşandığını da sözlerine ekledi.
Bal üretimindeki azalmanın hem yerel hem de ulusal düzeyde ekonomik kayıplara yol açtığını vurgulayan Şahin, bu durumun arıcıların gelirlerini ciddi şekilde düşürdüğünü ve bazı üreticilerin mesleği bırakmak zorunda kaldığını ifade etti.
“Her 3 gıdadan birinin varlığı arılarla mümkün”
Bir işçi arının hayatı boyunca yalnızca bir çay kaşığının ucu kadar bal üretebildiğine dikkat çeken Balparmak Genel Müdürü Ulaş Altıparmak, bunu üretebilmek için yaklaşık 240 kilometre yol kat ettiğini söyledi. Arıların binlerce çiçeği ve ağacı ziyaret ettiğini bildiren Altıparmak, “Arılar, tozlaşma ile milyarlarca bitkinin yeşermesine olanak sağlıyor ve sofraya gelen her 3 gıdadan birinin varlığı arılarla mümkün oluyor. Çünkü arı yoksa polinasyon olmaz” dedi.
“Gıda arzı açısından büyük tehdit”
Artan orman yangınlarının diğer tüm canlılar gibi arıları da ciddi şekilde etkilediğine dikkat çeken Ulaş Altıparmak, “Türkiye’deki ormanların kaybı, yalnızca ekosistem açısından değil, gıda arzı ve ekonomik denge açısından da büyük bir tehdit.
Ormanlar yok oldukça, içinde yaşayan tüm canlılarla birlikte arılar da zarar görüyor. Arıların sağladıkları tozlaşma hizmeti ve dolayısıyla soframıza gelen meyve ve sebzeler de kayboluyor. Son yıllardaki yangın artışı, üretimi ve doğal dengeyi ciddi şekilde tehdit ediyor. Balparmak olarak 2021’de Ege’deki büyük orman yangınlarının ardından harekete geçtik. TEMA Vakfı ile iş birliği yaparak, doğru bitki örtüsü ve bölgesel flora gözetilerek bugüne kadar 60 bin fidan diktik” diye konuştu.