Türkiye’de son yıllarda konut piyasasında yaşanan dalgalanmalar, kiracıların hayatını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Özellikle büyükşehirlerde kiracı olmak, adeta bir hayatta kalma mücadelesine dönüşmüş durumda. Peki kiracılar tam olarak hangi sorunlarla karşı karşıya ve bu sorunlara nasıl çözümler üretilebilir?
Öncelikle en büyük sorun olan kira artışlarından başlayalım. Yasal sınırın üzerinde yapılan zamlar, kiracıları ciddi ekonomik darboğaza sokuyor. Kanun, yıllık kira artış oranını TÜFE ortalamasıyla sınırlandırsa da, pratikte bu kurala her zaman uyulmuyor. Kiracılar, ya ev sahiplerinin talep ettiği yüksek artışları kabul etmek ya da taşınmak zorunda kalıyor.
Depozito konusu da kiracıların sıkça karşılaştığı problemlerden biri. Yasal olarak iki aylık kira bedeli ile sınırlı olması gereken depozito miktarı, çoğu zaman bu sınırın üzerine çıkabiliyor. Dahası, kontrat bitiminde depozitonun geri alınmasında yaşanan zorluklar da kiracıları mağdur ediyor.
Ev sahipleriyle yaşanan iletişim sorunları ve bakım-onarım meseleleri de dikkat çekiyor. Kiracılar, evdeki temel sorunların giderilmesi konusunda ev sahiplerinden yeterli desteği göremeyebiliyor. Su, elektrik, doğalgaz tesisatı gibi temel altyapı sorunlarının çözümü gecikebiliyor veya masrafların paylaşımı konusunda anlaşmazlıklar yaşanabiliyor.
Kontrat süreleri ve tahliye talepleri de önemli bir sorun. Ev sahipleri bazen yasal süre dolmadan tahliye talep edebiliyor veya kiracıyı çıkarmak için çeşitli bahaneler üretebiliyor. Özellikle “kentsel dönüşüm” veya “yakın akraba yerleşimi” gibi gerekçeler, kiracıları zor durumda bırakabiliyor.
Kiracıların yasal haklarını bilmemesi veya bu hakları kullanmaktan çekinmesi de yaygın bir problem. Birçok kiracı, ev sahibiyle karşı karşıya gelmemek için haksızlıklara göz yumabiliyor. Yasal yollara başvurma konusunda çekimser davranabiliyor.
Çözüm olarak, kiracıların öncelikle yasal haklarını iyi öğrenmesi ve gerektiğinde hukuki destek alması önemli. Kira kontratlarının detaylı ve açık bir şekilde hazırlanması, ileride yaşanabilecek sorunları minimize edebilir. Ayrıca, kiracı dernekleri veya platformları aracılığıyla organize olmak ve hak arama yollarını öğrenmek de faydalı olabilir.
Son olarak, devletin kiracıları koruyucu yasal düzenlemeleri artırması ve denetim mekanizmalarını güçlendirmesi gerekiyor. Özellikle kira artış oranlarının kontrolü ve depozito iadesi gibi konularda daha etkin düzenlemeler yapılması şart.
İlhan ÇAMKARA / Emlak Haber Ajansı