Banner Görseli
By using this site, you agree to the Privacy Policy and Terms of Use.
Kabul etmek
Turk Emlak Haber AjansıTurk Emlak Haber AjansıTurk Emlak Haber Ajansı
  • Emlak Haberleri
  • Ekonomi Haberleri
  • Emlak Rehberi
  • Analiz Formu
    • Bölge Analizi Formu
    • Hasarlı Bina İhbar Formu
    • Makale Değişikliği Formu
  • Soru Sor
  • Sektörden
    • Ev Stilleri
    • Gayrimenkul Hukuku
    • Konut Kredileri
    • Emlak Televizyonu
    • Teknoloji Rehberi
    • Ulaşım Haberleri
    • Toki Haberleri
Arama
  • Advertise
  • Advertise
© 2022 Foxiz News Network. Ruby Design Company. All Rights Reserved.
Okuma: Göbeklitepe’deki son keşifler ne anlama geliyor?
Paylaşmak
Kayıt olmak
Bildiri Show More
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
Turk Emlak Haber AjansıTurk Emlak Haber Ajansı
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
  • Emlak Haberleri
  • Ekonomi Haberleri
  • Emlak Rehberi
  • Analiz Formu
  • Soru Sor
  • Sektörden
Arama
  • Emlak Haberleri
  • Ekonomi Haberleri
  • Emlak Rehberi
  • Analiz Formu
    • Bölge Analizi Formu
    • Hasarlı Bina İhbar Formu
    • Makale Değişikliği Formu
  • Soru Sor
  • Sektörden
    • Ev Stilleri
    • Gayrimenkul Hukuku
    • Konut Kredileri
    • Emlak Televizyonu
    • Teknoloji Rehberi
    • Ulaşım Haberleri
    • Toki Haberleri
Mevcut bir hesabınız var mı? Kayıt olmak
Bizi takip edin
  • Advertise
  • Advertise
© 2022 Foxiz News Network. Ruby Design Company. All Rights Reserved.
Turk Emlak Haber Ajansı > Blog > Sektörden > Göbeklitepe’deki son keşifler ne anlama geliyor?
Sektörden

Göbeklitepe’deki son keşifler ne anlama geliyor?

Turk Emlak Haber Ajansı
Son güncelleme: 20 Ağustos 2021 10:42
Turk Emlak Haber Ajansı
Paylaşmak
9 Min. Okuma
blank
Paylaşmak

Alman arkeolog Klaus Schmidt 25 yıl önce Urfa’da bir tepede kazıya başladığında, burada ortaya çıkardığı yapıların olağandışı ve müstesna olduğuna inanıyordu.

Urfa’daki Göbeklitepe’de kireçtaşı platonun üzerinde Schmidt 20’den fazla anıtsal yuvarlak yapılar keşfetti.

Bunların en büyüğü 20 metre çapındaydı ve 5,5 metre yüksekliği olan iki oymalı sütuna sahipti. İnsan ve el figürleri oymalı sütunlar 10 ton ağırlıktaydı.

Bunları oymak ve dikmek, teknik olarak büyük zorlukların aşılmasını gerektirmiş olmalıydı. Zira bu yapılar en az 11 bin yıl önce inşa edilmişti ve o dönem insanlarının henüz hayvanları evcilleştirmediği, metal aletler bir yana, çanak çömleğe bile sahip olmadığı biliniyordu.

Göbeklitepe, insanlığın en eski anıtsal yapılarına sahipti ve bunlar barınma amacıyla değil başka bir maksatla inşa edilmişti.

On yıllık incelemelerinin ardından Schmidt, çok önemli bir sonuca varmıştı. 2007’de onu Urfa’da ziyaret ettiğimde, o dönem Alman Arkeoloji Enstitüsü’nde çalışan Schmidt, Göbeklitepe’nin insanların neden tarıma başladığı ve yerleşik hayata geçtiği sorusuna yanıt vererek medeniyet tarihinin yeniden yazılmasına yardımcı olabileceğini söyledi.

Schmidt ve ekibinin höyükte bulduğu taş aletler ve diğer buluntular, dairesel yapıların avcı-toplayıcı topluluklar tarafından inşa edildiğini gösteriyordu.

Höyükte bulunan on binlerce hayvan kemiği, vahşi hayvanlara aitti ve ıslah edilmiş tahıllara veya başka bitkilere dair herhangi bir bulguya rastlanmamıştı.

Schmidt, bu avcı-toplayıcıların 11 bin 500 yıl önce bir araya gelerek Göbeklitepe’deki T şeklindeki sütunları taş aletlerle işledikleri kanısındaydı. Sütunlar için höyüğün altındaki kireçtaşını kullanıyorlardı.

Sütunlara şekil vermek ve yerlerine taşımak belki ilk bakışta göründüğü kadar zor değildi. Kireçtaşı, çakmaktaşı veya hatta ağaçtan yapılma aletlerle bile işlenebilecek kadar yumuşak bir taştı. Tepeyi oluşturan kireçtaşı yatağı ise 0,6 ila 1,5 metre kalınlıkta katmanlardan oluşuyordu.

blankGetty Images

Höyükte çalışan arkeologlar, sütunların buralarda işlenip, kenarlarındaki fazlalıkların yontularak biçimlendirildiğini ve ip urganlarla ağaç kütükleri üzerinden birkaç yüz metre kaydırılarak tepeye taşındığına inanıyordu.

Schmidt, bölgedeki küçük göçebe grupların, inançları gereği tepede bir araya gelip düzenli aralıklarla bir şeyler inşa ettiklerini, ziyafetler düzenlediklerini ve sonra tekrar dağıldıklarını düşünüyordu. Schmidt, tepenin yerleşim yeri olmadığını, ritüel merkezi, belki de bir tür mezar veya sunak olduğunu savunuyordu.

Bu önemli bir iddiaydı. Arkeologlar uzun zamandır karmaşık ritüellerin ve organize dinin, toplumların tarıma ve hayvanları evcilleştirmeye başladıklarında geliştirdikleri lüksler olduğuna inanıyordu; bu geçiş Neolitik dönem olarak biliniyordu. Yiyecekler tarım yoluyla ihtiyaçtan fazla üretilir olduğunda, fazladan kaynaklarını ritüellere ve anıtlara ayırabilecek duruma geldikleri farz ediliyordu.

Schmidt, Göbeklitepe’nin bu varsayımları alt üst ettiğini söyledi. Alandaki taş aletlerin yanı sıra radyokarbon yoluyla tarih saptaması sonucu elde edilen bulgular da Neolitik öncesi döneme işaret ediyordu. Buradaki ilk kazıların üzerinden 25 yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen, ıslah edilmiş bitki veya hayvanlara dair hala bir kanıt yok. Bu yapılarda yerleşim olmadığına inanan Schmidt, buraya “tepedeki katedral” adını verdi.

Eğer bu varsayım doğruysa, karmaşık ritüel ve sosyal organizasyonun aslında yerleşim ve tarımdan önce geldiğini gösteriyordu. 1000 yıl boyunca, devasa T sütunlarını oymak ve taşımak ve dairesel yapıları inşa etmek için göçebe grupları tek bir yerde bir araya getirme zorunluluğu, insanları bir sonraki adımı atmaya itti: düzenli olarak geniş katılımlı bir araya gelişleri organize etmek için, bitki ve hayvanları evcilleştirme yoluyla yiyecek tedarikinin güvence altına alınması gerekiyordu. Böylece, ritüel ve din, Neolitik Devrimi başlatmış görünüyordu.

blankGetty Images

Schmidt’in Göbeklitepe hakkında 2000’lerin ortalarında yayınladığı ilk raporlar, Neolitik arkeoloji uzmanları arasında ve medyada büyük heyecan yaratmıştı. Medya, burayı dinin doğduğu yer olarak adlandırdı; Alman dergisi Der Spiegel, höyüğün etrafındaki otlakları Cennet Bahçesi’ne benzetti.

Kısa süre sonra dünyanın dört bir yanından insanlar Göbeklitepe’yi görmek için akın etti. On yıl içinde tepe tamamen değişti. Suriye’deki iç savaş 2012 yılında bölgedeki turizmi kesintiye uğratana kadar, dünyanın ilk tapınağı olarak adlandırılan şeyi görmek için otobüsler dolusu gelen meraklı turist, açık kazı hendeklerinin etrafında toplandığından ve dar yollarda el arabalarının manevra yapmasını imkansız hale getirdiğinden, alandaki çalışmalar yavaşlamıştı.

Urfa’nın çeperindeki tepe son beş yılda yeniden şekillendi. Bugün yollar, otoparklar ve bir ziyaretçi merkezi, dünyanın dört bir yanından gelen meraklı gezginleri ağırlıyor. Höyükteki ana yapılar daha önce oluklu kaba çelikten hangar şeklinde bir yapıyla korumaya alınmışken, 2017’de bunların üzeri son teknoloji ürünü korunaklarla kaplandı. 2015’te Urfa’nın merkezinde inşa edilen ve Türkiye’nin en büyük müzelerinden biri olan Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi, Göbeklitepe’deki en büyük anıtsal yapının ve heybetli T sütunlarının tam ölçek kopyalarını barındırıyor ve ziyaretçilerin anıtsal sütunları ve oymalarını yakından incelemelerine olanak tanıyor.

2018 yılında Göbeklitepe, Unesco Dünya Mirası listesine eklendi ve Türk turizm yetkilileri 2019’u “Göbeklitepe Yılı” ilan ederek antik alanı küresel tanıtım kampanyasının yüzü haline getirdi.

Schmidt, 2014’te vefat etti ve bir dağ tepesindeki tozlu topraklı kazı alanının başlıca turistik cazibe merkezi haline gelmesini göremedi. Ancak oradaki keşifleri, Neolitik geçişe küresel ilginin artmasını sağladı. Son birkaç yılda Göbeklitepe’deki yeni keşifler ve daha önceki kazıların sonuçlarına daha yakından bakıldığında, Schmidt’in ilk yorumlarının alt üst olduğu görülüyor.

Merkezi yapıyı koruyan gölgeliğin temel kazma çalışmaları sırasında arkeologlar Schmidt’in kazdığı derinlikten daha aşağılara inmek zorunda kalmıştı. Schmidt’in yerini alan Lee Clare yönetimindeki Alman Arkeoloji Enstitüsü ekibi, büyük anıtsal yapıların zeminlerinin birkaç metre altında, evlerin ve sabit yerleşim alanlarının olduğunu gördü.

Bu bulgular tarih öncesi dönemin yeniden yazılması anlamına geliyordu. Zira, Göbeklitepe sadece özel ritüeller için bir araya gelinen izole bir tapınak değil, merkezinde özel yapıların bulunduğu, büyüyen ve gelişen bir köydü.

blankGetty Images

Ekip, tepede su ihtiyacını karşılayan büyük bir sarnıç ve yağmur suyunu toplamada kullanılan kanalların yanı sıra, yulaf lapası ve bira yapımı için tahıl işlemede kullanılan binlerce öğütme aleti tespit etti. Clare, “Göbeklitepe hala benzersiz, özel bir yer; ancak yeni bulgular daha önce diğer kazılarda elde edilen bilgilerle daha uyumlu” diyor. “Burası, sürekli iskanın olduğu tam teşekküllü bir yerleşim yeriydi. Alan hakkındaki tüm anlayışımızı değiştirdi.”

Bu arada, Urfa çevresindeki engebeli kırsal alanda çalışan Türk arkeologlar, yaklaşık aynı dönemde inşa edilmiş, biraz daha küçük olsa da benzer sütunlara sahip 11 yeni tepe tespit ettiler. Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nden Neolitik Çağ uzmanı araştırmacı Barbara Horejs, “Bu tapınak yegane değil” diyor. “Bu, hikayeyi çok daha ilginç ve heyecan verici kılıyor.”

Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise bu bölgenin “güneydoğunun piramitleri” olacağını söyledi.

Clare ve diğer arkeologlar artık Göbeklitepe’yi yüzyıllar boyunca süren ve tarımın başlamasına ön ayak olan bir inşa projesi olarak değil, avcı-toplayıcı toplulukların, etraflarını çeviren dünya değişirken, yok olan hayat tarzlarına tutunma girişimi olarak görüyor. Civar bölgelerden elde edilen bulgular, diğer bölgelerdeki insanların hayvanları ve bitkileri evcilleştirme girişimlerine başlamış olduklarını gösteriyor. Göbeklitepe sakinleri belki de bu girişime direniyordu.

Clare, alandaki taş oymaların önemli bir ipucu olduğunu savunuyor. Göbeklitepe’nin sütunlarını ve duvarlarını kaplayan ayrıntılı tilki, leopar, yılan ve akbaba oymaları “her gün karşılaştığınız hayvanlar değil” diyor. “Onlar resimden daha fazlasını ifade ediyor; grupları bir arada tutmak ve ortak bir kimlik yaratmak için çok önemli olan anlatılar.”

2007’de Göbeklitepe’yi ilk gezdiğimde, bu yapıların ne kadar eskiye uzandığını anlamıştım. İngiltere’nin en eski anıtsal yapısı olan Stonehenge’deki taş sütunlar 4.500 yıl önce geç Neolitik dönemde dikilmişti. Göbeklitepe, Stonehenge’den 6.000 yıl önce inşa edilmişti ve nasıl ki bir zamanlar orada yaşayan insanların dünyasını tam olarak anlamak mümkün değilse, sütunlardaki oymaların tam olarak ne anlama geldiğini derinlemesine anlamak da imkansız.

Bu, Göbeklitepe’nin muazzam cazibesinin bir parçası. Binlerce ziyaretçi, çoğu insanın on yıl önce adını hiç duymadığı bir yere hayran kalırken, araştırmacılar ilk etapta neden inşa edildiğini anlamaya çalışmaya devam edecekler. Her yeni keşif ise bu alan ve insan uygarlığı hakkında şu anda bildiklerimizi değiştirmeyi vaat ediyor.

Horejs, “Yeni çalışma Klaus Schmidt’in tezini ortadan kaldırmıyor; onun omuzlarında yükseliyor” diyor. “Bence büyük bir bilgi kazanımı oldu. Yorumlama değişiyor, ama zaten bilim böyle ilerliyor.”

İstanbul Boğazı’nda gemi trafiği çift yönlü kapatıldı
Meteoroloji açıkladı: 29 Mayıs 2025 hava durumu raporu… Bugün ve yarın hava nasıl olacak?
29 Mayıs 2025 nerede, ne zaman deprem oldu?
Dubai, gayrimenkul eğitimiyle Guinness Dünya Rekoru kırmaya hazırlanıyor
Turizmde Küresel Rekabetin Yeni Lideri: Türkiye

Günlük Bültene Kaydolun

Takipte kalın! Son dakika haberlerini doğrudan gelen kutunuza alın.
By signing up, you agree to our Terms of Use and acknowledge the data practices in our Privacy Policy. You may unsubscribe at any time.
Bu Makaleyi Paylaş
Facebook Bağlantıyı Kopyala Yazdır
Paylaşmak
Ne düşünüyorsun?
Love0
Cry0
Sad0
Happy0
Sleepy0
Surprise0
Angry0
Dead0
Wink0
Önceki Makale blank Belediyeden satılık arsa
Sonraki Makale blank Marmara Gölü’nün yüzde 90’ı kurudu
Yorum yapılmamış Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Luvia
Deprem Hasar İhbar
Ankara Golfkent

Bu formu bitirebilmek için tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
- Adım 1 / 3
Ev Alacak Gücünüz Var Mı? *
Kaydet ve Daha Sonra Devam Et
Ev Fiyatları Pahalı Mı? *
Kaydet ve Daha Sonra Devam Et
Kredi Faizleri Yüksek Mi? *
YükleniyorKaydet ve Daha Sonra Devam Et

Dikkat! İlerlemenizi şimdi kaydettiğinizde girişinizin bir kopyası bu sunucuda depolanır ve site sahibi buna erişebilir. Güvenlik nedeniyle, devam ettiğinizde kredi kartları ve posta adresleri gibi hassas bilgilerin yanı sıra dosya yüklemelerinin de yeniden girilmesi gerekecektir.

Geri Git

Form girişiniz kaydedildi ve bu formu sürdürmek için erişebileceğiniz benzersiz bir bağlantı oluşturuldu.

Bağlantıyı e-posta yoluyla almak için e-posta adresinizi girin. Alternatif olarak, aşağıdaki bağlantıyı kopyalayıp kaydedebilirsiniz.

Lütfen bu bağlantının paylaşılmaması gerektiğini ve 30 gün içinde sona ereceğini ve ardından form girişinizin silineceğini unutmayın.

Sosyal Hesaplar

3.2KTakipçilerTakip etmek
136KAbonelerAbone
- Advertisement -
Ad imageAd image

Latest News

blank
Dünya Şehir Maltepe Satışlar İçin Turyap ile İşbirliği Yapacak
Emlak Gazetesi
29 Mayıs 2025
blank
İsviçre’de buzul çökmesi sonucu bir köy yok oldu: 1 kayıp
Emlak Gazetesi
29 Mayıs 2025
blank
Bugün ne günü? 29 Mayıs ne günü? 29 Mayıs İstanbul’un fethi tarihçesi
Emlak Turizm
29 Mayıs 2025
blank
Meteoroloji uyardı: İstanbul dahil 23 ilde sağanak bekleniyor! (29 Mayıs hava durumu)
Emlak Gazetesi
29 Mayıs 2025
Turk Emlak Haber AjansıTurk Emlak Haber Ajansı
Bizi takip edin
© 2019 Turk Emlak Haber Ajansı All Rights Reserved.
blank
Welcome Back!

Sign in to your account

Kullanıcı Adı veya E-posta Adresi
Şifre

Şifrenizi mi kaybettiniz?

Bildirimler