2004’te BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin imzalanmasıyla başlayan Türkiye’nin iklim eylemi, 2021 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünyaya ilan ettiği 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ile hızlandı.
Son 2 yılda COP31 ev sahipliği için yürütülen mekik diplomasisi Brezilya’da 5 gün boyunca devam eden müzakereler sonrası Türkiye’nin zaferiyle sonuçlandı.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında düzenlenen Taraflar Konferansı (COP), her yıl 197 ülkeyi bir araya getirerek iklim krizine karşı ortak çözümler üretmeye çalışıyor. Bu zirvelerde, sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğine uyum politikaları, finansman kaynaklarının paylaşımı, kayıp ve zarar mekanizmalarının işletilmesi ile karbon piyasalarının işleyişine dair kritik kararlar alınıyor. Paris Anlaşması’nın hayata geçirilmesine yönelik kurallar da yine bu toplantılarda şekilleniyor.
Türkiye’nin COP31’e ev sahipliği yapacak olması, sürdürülebilirlik ve çevre politikalarında yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. COP31, Türkiye’nin hem uluslararası görünürlüğünü artırması hem de küresel iklim diplomasisinde daha etkin bir rol üstlenmesi açısından büyük önem taşıyor.
“MAZLUMLARIN SÖZÜNÜ TÜRKİYE YÜKSELTECEK”
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS/ UNFCCC) 30. Taraflar Konferansı’nda Türkiye’yi temsil eden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ne giden yolda attığımız kalıcı adımlar, fikre ve somut adımlara duyduğumuz inanç, dünyanın bütün ülkelerini etkilemiş, Türkiye’yi bugünlere taşımıştır” dedi.
Avustralya ile birlikte adil ve kapsayıcı bir COP sürecini yürüteceklerini ifade eden Bakan Kurum, “İklim değişikliğinin olumsuz etkileri yüzünden mağdur olmuş, evinden edilmiş olan tüm mazlumların sözünü Türkiye yükseltecektir. COP31 boyunca insanlığın ve dünyamızın acil ihtiyaçlarına dair en etkin çözümleri Türkiye ve Avustralya birlikte ortaya koyacaktır. Ben, Avustralyalı dostlarımızla attığımız bu büyük adımın, tüm insanlık için örnek olmasını diliyorum.” diye konuştu.
COP30 sürecinde Sıfır Atık Vakfı Başkanı Samed Ağırbaş da Belém’de Bakan Kurum ile birlikte temaslarda bulunarak Türkiye’nin çevre diplomasisindeki etkin duruşuna katkı sundu.

“TÜRKİYE, KÜRESEL ÇÖZÜMLERİN MERKEZİ OLACAK”
Sıfır Atık Vakfı Başkanı Samed Ağırbaş, COP31 kararına ilişkin değerlendirmesinde şunları ifade etti:
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum ile katıldığımız COP30 toplantısında, COP31’in Türkiye’de düzenlenmesinin karara bağlanması, ülkemizin çevre diplomasisinde ulaştığı yeni seviyeyi güçlü biçimde ortaya koymuştur.
Sayın Bakanımızın kararlı liderliğinde yürütülen diplomasi trafiği sonuç vermiş, ülke tarihimizin en büyük uluslararası etkinliğine ev sahipliği yapma sorumluluğu Türkiye’ye tevdi edilmiştir.
Bu süreçte, Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin vizyonu ve liderliğinde dünya çapında etkisini artıran Sıfır Atık hareketi, ülkemizin küresel çevre gündemindeki konumunu daha da güçlendirmiştir. Kendilerine bu vizyoner liderlikleri için şükranlarımızı sunuyoruz.
COP31’in Türkiye’de gerçekleştirilecek olması, yalnızca önemli bir organizasyon başarısı değil, aynı zamanda ülkemizin iklim ve sürdürülebilirlik alanındaki küresel rolünün teyididir.
Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin liderliğinde evrensel bir dönüşüm modeline dönüşen Sıfır Atık vizyonu, COP31’de ortak geleceğimize yön verecek tartışmaların merkezinde yer alacaktır.
Sıfır Atık Vakfı olarak konferans süresince sürdürülebilirlik odaklı özel oturumlar düzenleyecek, uluslararası paydaşlarla birlikte somut ve uygulanabilir adımlar atacağız. Türkiye, iklim krizinin en kritik başlıklarında yalnızca takip eden değil, çözüm üreten ve yön veren bir ülke olmaya devam edecektir.
TÜRKİYE’NİN SIFIR ATIK VİZYONU ETKİLİ OLDU
Bugün 70’ten fazla ülkede karşılık bulan Sıfır Atık hareketi, Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayesinde küresel bir çevre seferberliğine dönüşmüş durumda. COP31’in Türkiye’ye verilmesi, bu vizyonun uluslararası toplum tarafından benimsendiğinin en güçlü göstergelerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi ile Sıfır Atık yaklaşımı, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda stratejik bir rehber niteliği taşıyor.

COP31’DE SIFIR ATIK ÖZEL OTURUMLARI DÜZENLENECEK
Konferans kapsamında, Sıfır Atık Vakfı öncülüğünde Sıfır Atık temalı özel oturumlar, yuvarlak masa toplantıları ve uluslararası paydaş buluşmaları gerçekleştirilecek.
Bu kapsamda; iklim finansmanı, yeşil dönüşüm, atık yönetimi, döngüsel ekonomi ve kayıp–zarar mekanizmaları gibi başlıklarda somut yol haritaları oluşturulması hedefleniyor. Sıfır Atık Vakfı, COP31 sürecinde hem ulusal koordinasyonda hem de küresel iş birliklerinin geliştirilmesinde etkin bir rol üstlenecek.
TÜRKİYE İÇİN TARİHİ BİR FIRSAT
COP31’in ülkemize kazandırılması; yeşil finansman, enerji dönüşümü, sürdürülebilir yatırımlar ve döngüsel ekonomi alanlarında yeni iş birliklerinin kapısını aralayacak. 196 ülkenin lideri ve binlerce uluslararası paydaş, iklim krizine çözüm arayışı için Türkiye’de bir araya gelecek.
Sıfır Atık Hareketi’nin kurucusu ve Sıfır Atık Vakfı Onursal Başkanı Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin vizyonu ve himayelerinde çalışmalarını sürdüren Sıfır Atık Vakfı, COP31 sürecini ulusal ölçekte koordinasyonun güçlendiği, uluslararası ölçekte ise Türkiye’nin iklim diplomasisinde belirleyici rol üstlendiği bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriyor.
Türkiye, çevre politikalarındaki kararlı duruşuyla geleceğe yön veren ülkeler arasında yer almaya devam edecek.

TÜRKİYE’NİN COP31 ADAYLIK SÜRECİ
Türkiye, 2022’de Şarm El-Şeyh’te düzenlenen COP27’de güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı’nı açıklayarak COP31’e aday olduğunu duyurdu. Aynı grupta yer alan Avustralya’nın da başvurmasıyla yaklaşık üç yıl süren dostane müzakereler yürütüldü.
Türkiye, Belem’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un liderliğinde dört gün süren yoğun diplomasi trafiğiyle ev sahipliğine hazır olduğunu ortaya koydu.
COP’A KISA BİR BAKIŞ
Her yıl 197 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen Taraflar Konferansı (COP), iklim politikalarının belirlendiği en üst karar platformudur. 1992 tarihli BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne taraf ülkeler, sera gazı azaltımı, uyum, iklim finansmanı ve karbon piyasalarına ilişkin kararları burada ele alır. İlk COP toplantısı 1995’te Berlin’de yapılmıştır.

EV SAHİPLİĞİ NASIL KARARLAŞTIRILIYOR?
COP’a ev sahipliği için aday ülkeler arasında uzlaşma sağlanması gerekir. Resmi bir itiraz olmadığında mutabakat oluşmuş sayılır; aksi durumda zirve, BMİDÇS Sekretaryası’nın bulunduğu Bonn’da yapılır.
Ev sahipliği her yıl BM’nin beş bölgesi arasında dönüşümlü gerçekleşir. Geçen yıl Doğu Avrupa grubundan Azerbaycan, bu yıl Latin Amerika ve Karayipler’den Brezilya ev sahipliği yaptı. 2026 sırası ise Türkiye’nin de içinde bulunduğu “Batı Avrupa ve Diğerleri (WEOG)” grubuna gelmişti.
