Türkiye’nin en acil problemleri arasında yer alan kentsel dönüşümde sorunlu binaların yenilenmesine dönük engellere her gün bir yenisi ekleniyor.
Başkan Erdoğan’ın “hayat memat meselesi” olarak nitelendirdiği kentsel dönüşümle ilgili “Artık kimsenin kaprisleriyle vakit kaybedemeyiz. Milletin can güvenliğinin önüne engel koyanlarla uğraşacak vaktimiz yok” şeklindeki çıkışına rağmen bazı projelerin hukuk yoluyla engellendiği şikayetleri yükseliyor.
DEPREME DAYANIKSIZ DİYE YIKTIRDILAR, BİR KİŞİNİN ŞİKAYETİYLE 20 AYDIR BEKLİYORLAR
İstanbul’un Üsküdar ilçesinde 8 Ocak 2024 tarihinde 25 ailenin birleşerek başlattığı kentsel dönüşüm projesi kapsamında yıkılan binaların yeniden inşasının 20 aydır bitirilemediği kaydediliyor.
Üsküdar Belediyesi’nin onayladığı imar projesinin öncesinde teknik raporun hazırlanması gerektiği gibi basit bir prosedür ayrıntısı sebebiyle inşaat halinde bekletilen projeyle ilgili Şubat 2025’ten bu yana çivi dahi çakılamadığı ifade ediliyor.
Bölgede muhtarlık yapan bir mahalle sakinin, idare mahkemesinde başlattığı dava ile eski binalarının yenilenme sürecinin sekteye uğradığı şikayetiyle açıklama yapan aileler, mağduriyetlerini dile getirdiler.
BELEDİYENİN AK PARTİ VE CHP DÖNEMLERİNDE BENZER ADIMLAR
Üsküdar Burhaniye Mahallesi’nde 724 ada 56 ve 57 parsel içerisindeki deprem riski barındıran 7 meskenin kentsel dönüşüme dahil edildiğinin hatırlatıldığı açıklamada, her hak sahibinin kendi dairesini kendi arsasına düşen bölümden seçtiği, projeye katılmayanların binalarının yerinde durduğu belirtildi.
Projenin Üsküdar Belediyesi’nin önceki dönem belediye başkanı Hilmi Türkmen döneminde start aldığının vurgulandığı açıklamada, yıkım ve hafriyat kaldırma işlemlerinin tamamlandığı ifade edildi. Projeye davet edilen mülk sahipleri arasında yer alan K.U. isimli vatandaşın, inşaat başladıktan sonra belediyenin teknik bir işlemi eksik yapmasını fırsat bilerek dava açtığı belirtildi.
Mahkemenin inşaatı durdurma kararı vererek belediyeden teknik sorunların giderilmesini istediği, mevcut Üsküdar Belediyesi yönetiminin gerekli teknik sıkıntıları gidererek encümen kararı aldığı, teknik raporu hazırlattığı ve ruhsatı yeniden düzenleterek inşaatı başlattığı vurgulandı.
Fakat davacı K.U.’nun süreci davalarla durdurmaya çalıştığı şikayetine yer verilen açıklamada, mahkemelerin verdiği kararların projeyi iptal etmeyip, yalnızca parselasyon planlarında idari düzeltme yapılmasını öngördüğünün altı çizildi. İnşaatın “kaçak” olduğu yönünde algı ve manipülasyonlara başvurulduğu kaydedildi.
‘CAN GÜVENLİĞİMİZ İÇİN KENTSEL DÖNÜŞÜM HAKKIMIZ KORUNSUN’
Depreme dayanıksız evlerinin yıkıldığını belirten mağdurlar, yenilenecek evlerine bir an önce taşınmak istediklerini dile getirdi.
Kentsel dönüşüm mağdurlarının açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Şu an asıl mağdur olan kentsel dönüşüm için gönüllü olan 25 hanedir. Eğer konu hak ve adalet arayışı ise muhtar (K.U.) neden bu 25 hanenin mağduriyetinden söz etmemektedir? Bu noktada vurgulamak isteriz ki: Mahkeme kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, ruhsat iptali söz konusu olduğunda dahi kanunun öngördüğü usuller geçerlidir. Komşularımızın, muhtarın yanıltıcı açıklamalarına itibar etmemesini, devletimizin ve ilgili kurumların, vatandaşın can güvenliğini esas alan kentsel dönüşüm hakkını korumasını talep ediyoruz.”
___________________
BAŞKAN ERDOĞAN: KENTSEL DÖNÜŞÜM KAPRİSLERE TAKILAMAZ
Türkiye’nin asrın felaketini yaşadığı 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında kentsel dönüşümün gerekliliği bir kez daha gözler önüne serilmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 Mayıs 2025’te yaptığı açıklamada kentsel dönüşüm projelerinin engellenmesi gerektiğine vurgu yaparak şunları söylemişti:
“Ülkemiz için hayat memat meselesi olan kentsel dönüşüm konusunda kapsamlı hazırlıklar içindeyiz. ‘Yarısı Bizden’ kampanyasındaki güncel destek rakamlarını geçtiğimiz günlerde kamuoyumuzla paylaştık. Bu meselede artık kimsenin kaprisleriyle vakit kaybedemeyiz. İdeolojik takıntılarını milletin can ve mal güvenliğinin önünde özellikle engel olarak koyanlarla uğraşacak vaktimiz de lüksümüz de yoktur.”