Dünya turizmi, 28 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında 35’inci kez Dubai’deki Arabian Travel Market’te (ATM) buluştu. 166 ülkeden toplamda 55 bini aşkın seyahat endüstrisi liderinin katılımıyla Ortadoğu’nun en büyük turizm fuarı olarak bilinen ATM, önceki yıla kıyasla yüzde 16’lık katılım artışına tanık oldu. Türkiye’den de rekor katılımın gerçekleştiği ATM’de bu yılın teması ise ‘Küresel Seyahat: Gelişmiş Bağlantılarla Yarınların Turizmini Geliştirmek’ oldu.
Evet bu yıl Orta Doğu’nun en büyük turizm fuarı olan ATM’de ‘yarınların turizmi’ konuşuldu. Neden mi? Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTCC) verilerine göre, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 11’I turizm faaliyetlerinden kaynaklanıyor. 2050 yılına gelindiğinde ise bu oranın iki katına çıkması, yani yüzde 22’ye ulaşması bekleniyor.
Hedef: En sürdürülebilir şehirlerden biri olmak
Diğer yandan bacasız sanayi olarak da bilinen turizm sektörü, ülkelerin ekonomik girdilerinin de önemli kısmını oluşturuyor. 2024 yılı verilerine göre Birleşik Arap Emirlikleri’nin turizm geliri 12.3 milyar dolar idi. Buna paralel olarak Dubai Uluslararası Havalimanı, 92.3 milyon yolcuya hizmet vererek tüm zamanların rekorunu kırmayı başardı. Yani eldeki veriler gösteriyor ki turizm olmadan, gelecekten söz etmek mümkün değil. Fakat sürdürülebilir turizm için yarınların turizminin geliştirilmesi kritik öneme sahip.
Dubai de sahip olduğu zenginlik ve teknoloji gücüyle, sürdürülebilir turizm konusunda tüm dünyaya öncülük edecek birçok yeniliğe sahip. Sürdürülebilirlik ve çevresel sorumluluk konularında önemli yatırımlara imza atan Dubai hükümeti, 2015 yılında ortaya bir hedef koyuyor. Buna göre 2050 yılında dünyanın en sürdürülebilir şehirleri arasında yer alınması amaçlanıyor. Peki bu uğurda neler yapılıyor? Dubai Ekonomi ve Turizm Ofisi’nin davetlisi olarak katıldığım ATM fuarında, Dubai Ekonomi ve Turizm Ofisi (DCTCM) CEO’su Issam Kazim’e sürdürülebilirlik alanında neler yaptıklarını sordum.
Veliaht Prensi Şeyh Hamdan’ın girişimiyle ‘Dubai Yapabilir’ (Dubai Can) projesini başlattıklarını belirten Issam Kazim, “Bu ismin iki anlamı vardı: Biri, Dubai’nin bir şeyi yapabileceğine dair bir tutum, diğeri ise tek kullanımlık plastik şişeleri kaldırma amacımızdı. Bu noktada yeniden doldurulabilir şişelerin kullanılmasını sağlamak istedik. Ve kamu ve özel sektör iş birliğiyle şehir genelinde su dolum istasyonları sponsorluğu üstlenildi” dedi.
Plastik kullanımı azaldı
Plastik şişeleri kaldırma girişimine otelleri de dahil ettiklerinin bilgisini veren Kazim, “Artık otellerde plastik şişe yerine, cam şişeler veriliyor. Bu şişeleri dilerseniz konaklamanız boyunca dolum istasyonlarında kullanabiliyor, dilerseniz de hatıra olarak saklayabiliyorsunuz. Hatta bazı oteller, şişeleri kamyonla taşımak yerine kendi otel bünyelerinde dolum tesisi kurdular. Tek kullanımlık plastiklerin kullanımını önemli ölçüde azaltmamızı sağlayan bu uygulama- nın son derece başarılı olduğunu söyleyebilirim” diye ekledi.
600 kilometrekarelik alan Dubai
Yapabilir girişiminin bir uzantısı olarak geçen yıl Dubai Resifi’ni (Dubai Reef ) başlattıklarını söyleyen Issam Kazim, “Dubai Resifi ile 20 bin adet özel yapım resif modülü oluşturulması amaçlanıyor. Bu dev yapılar, çevre dostu olacak şekilde tasarlandı. Daha ilk aşamada bile deniz yaşamının bu resiflere yerleşmeye başladığını gördük. Bu girişimle 400 bin metreküp resif oluşturulacak ve bu Dubai sularında toplam 600 kilometrekarelik bir alanı kapsayacak. Bu da deniz yaşamının yapısını ve ekosistemini gerçekten değiştirecek büyüklük demek oluyor” dedi.
Ekstra çabaya sertifika
Asıl hedeflerden birinin de havadaki karbonu azaltmak olduğunun altını çizen Kazim, “Yeni inşaatlara, özellikle otellere yönelik sıkı sürdürülebilirlik standartları getirdik. Çevreye daha duyarlı binalar inşa edilmesini sağlıyoruz. Ekstra çaba gösteren otellere “Platin Sertifika” veriyoruz. Eski otellere ise bu dönüşüm için zaman tanıyor ve süreci destekliyoruz. Geçen yıl, bu konuda önemli adımlar atan 150’den fazla oteli ödüllendirdik” bilgisini verdi.
Porsche hızı Dubai güneşi ile birleşti
Porsche’nin elektrikli araçlarının tanıtımı amaçlı yürütülen kampanya için Dubai’nin seçildiğini belirten Dubai Ekonomi ve Turizm Ofisi CEO’su Issam Kazim, “İş birliği yaptık ve çekimleri Muhammed bin Raşid Al Maktoum Güneş Enerjisi Parkı’nda gerçekleştirdik. Bu bizim için büyük bir girişim ve enerji bağımsızlığı yolunda da önemli adım oldu” dedi.
Emisyonların yarısı %1’lik kesime ait
ATM’deki ‘Teknolojinin Sürdürülebilir Turizmdeki Rolü’ oturumunda konuşan Mabrian Teknolojileri Pazarlama ve İletişim Müdürü Carlos Cendra, “Dünya nüfusunun yüzde 80’i hayatında hiç uçağa binmemiş durumda. Buna karşılık, en çok seyahat eden yüzde 1’lik kesim, küresel havacılık kaynaklı emisyonların yüzde 50’sinden sorumlu. Bu bağlamda daha adil ve dengeli bir yaklaşımın gerekliliği açıkça ortaya çıkıyor” dedi.